Benim dünyam

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan Herakles
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Cevaplar Cevaplar 66
  • Görüntüleme Görüntüleme 13K
  • Etiketler Etiketler
    günlük
Bir varmış, Bir yokmuş. Günlerden bir gün bir kasabada 3 oğluyla yaşayan bir anne varmış. Bu ailenin durumu çok iyiymiş. Hatta o kadar iyiymiş ki hiç sıkıntı çekmeden istedikleri her şeyi alabilecek kadar çok paraları varmış. Derken: evlerine bir gün gece vakti hırsız girmiş. Neyse ki şanslılarmış. Hırsız tek bir önemli bir şey bulamamış. Bunun nedeni de çocuklardan biri çok uyanıkmış. Gizli bir yere gizli bir oda yaptırıp önemli bütün her şeyi oraya saklamış. Annesi oğlum demiş. İyi akıl ettin. Bu gizli yeri bu sayede kimse anlamıyor. Bizim malları nerede sakladığımızı. Bu böyle sürmüş. Mutlu mesut yaşayıp gitmişler. Bugünlük bu kadar görüşürüz Sevgili Günlük
 
Bugün günlerden salı sabah saat 6:30 da kalktım. Elimi yüzümü yıkadım. Kahvaltı yapıp evden çıktım.26 köprüsüne doğru yürüyüp tramvaya bindim. Sonra işe geldim. Gelince önce odamda bana ayrılan yere oturdum. Sonra kalkıp Güngör ağabeyimin yanına gittim. Biraz oturduk. Sohbet ettik. Sonra yerime geçtim. Saat 10:30 da filtre kahve içtim. İşte bu kadar Sevgili Günlük
 
Günlerden bir gün bir kasabada yaşayan 5 kişilik bir aile varmış. Bu ailenin en küçük çocuğu 15 en büyük çocuğu 19 ortanca çocuğu ise 17 yaşındaymış. Anneleri bir gün çocuklara biraz odun getirin ateş yakalımda ısınalım demiş. Çocuklar hep beraber oturdukları yerden fırlayıp ormanın yolunu tutmuşlar. Üç kardeş yavaş adımlarla yürüyerek ormana tam yaklaşmışken içlerinde en büyük olan kardeş , işaret ederek diğer kardeşlerini durdurdu. Diğer kardeşleri sordu, Niye durduk? Bir sıkıntı mı var dedi. Bu bir ayı dedi. Bakın hemen şurada kocaman bir ayı bekleyelim birazdan yuvasına döner dedi. Biraz sonra ayı işini bitirerek yuvasına döndü. Üç kardeşten en büyük olan kardeş Tamam dedi tehlike geçti. Artık gidebiliriz. Odunları bir güzel toplayıp annelerinin verdiği poşete doldurdular. Eve dönüp ateş yakmak için annelerine yardım ettiler. Sonra beraber yemek yedi ve yattılar. Derken; Gece oldu hepsinin uykusu gelmişti. Birbirlerine iyi geceler dedikten sonra gözlerini kapattılar ve uyudular. Sabahın ilk ışıklarıyla anne uyanıp kahvaltı için sofrayı hazırladı. Çocukları uyandırdı. Çocuklar kahvaltının hazır olduğunu görünce mutlu oldular. Annelerine teşekkür ettiler. Sofraya oturup karınlarını doyurdular. Annelerine ellerine sağlık anneciğim diyerek sofradan kalktılar. Günler günleri kovaladı çocuklar büyüdü. Teker teker askere gitti geldiler. Anneleri askerden döndüklerinde hepsine birer hediye almıştı. Hediyelerini gören çocuklar çok mutlu oldular. Bu hikaye burada biter. Kalın sağlıcakla en kısa zamanda görüşmek dileğiyle Allah'a emanet olun sizi seviyorum.
 
Sevgili Günlük bugün 28 ekim 2024 yarın 29 ekim Cumhuriyet Bayramı bundan dolayı yarın iş yok. Günler çok çabuk geçiyor. Cumartesi günü 2 kasım yani benim doğum günüm 24 yaşına giriyorum bakalım neler olacak neler değişecek. Değişecek fazla bir şey yok ama bakalım Allah büyüktür. Değişecek en önemli şey hayatımdan 1 yıl daha gitmiş olması neyse bugünlük bu kadar görüşmek üzere Allaha emanet ol Sevgili Günlük
 
Bu sabah her zaman ki gibi 06.30 da kalktım işe gitmek için üstümü giydim. İşe gelir gelmez önce çay içtim kahvaltı yaptım falan derken yerime geçtim.Şu an terasta oturuyorum hava alıyorum. Hava bugün düne göre daha iyi. Güneş var ama rüzgar da hafiften üşütüyor
 
Bir varmış, Bir yokmuş, Günlerden bir gün develer tellal pireler berber iken, ben annemin beşiğini tıngır mıngır salar iken, Köyün birinde Keloğlan, Annesi ile mutlu bir şekilde yaşıyorlarmış. Bir gün Keloğlan tam kapıya çıkacakken, Dışarıdan gelen bir sesle irkilerek geri dönüp annesine bakarak birini bekliyor muyduk? diye sorar. Annesi: -Hayır Keloğlan ben kimseyi beklemiyordum diye cevap verir. Allah Allah diyerek sağ sola bakar ve düşünür. Sonra durun ben bir bakayım belki komşulardan biridir der. Kapıya yönelir ve kapıyı açar. Bir de ne görsün! Karşısında bir sürü dev devlere sorar. Ne istiyorsunuz? Niye geldiniz? der. Devlerden biri Keloğlanı tanır ve şöyle der: Niyetimiz sizi rahatsız etmek değildi. Ama biz çok acıktık. Bize biraz yiyecek vere bilir misiniz? diye sorar. Keloğlan: Elbette verebilirim. Sonuçta dostça yaklaştınız. Bu isteğinizi geri çevirmek insanlığa hakaret olur. Bir çuvala devlere yetecek kadar yiyecek verir ve yollar. Sonra aradan uzun zaman geçer. Keloğlan büyür. Bir yerde kendine güzel bir iş bulur. Günler geçer gider. Annesi Keloğlanla gurur duyar. Maşallah Kel oğlum ne güzel kendini geçindiriyor. Mutlu ve mesut bir hayat sürerler.
VE SON
 
Bir varmış, Bir yokmuş, Günlerden bir gün kasabanın birinde yaşayan bir çoban ve bu çobanın 3 oğlu varmış. Çocukları da kendisi gibi iyi huylu, zarif ve çalışkanmış. Bir gün çoban çocukları etrafına toplamış. Hikaye anlatıyormuş. Çocuklar korkudan yerinden kıpırdayamaz hale gelmiş. O sırada çoban oğullarına bu anlattıklarımın hiç biri gerçek değil demiş. çocuklardan biri. - ya baba bunu baştan söylesene çok korktuk demiş. O gün bugündür babaları bir şey anlatacağı zaman anlatacağı şeyin gerçek mi yoksa kurgu mu olduğunu çocuklara söylüyormuş. Bundan böyle mutlu mesut yaşayıp gitmişler. Evet bu hikayede burada son bulur. kalın sağlıcakla görüşmek üzere bay bay
 

Yeni Konular

Geri
Üst